CNN, eski başkan Donald Trump ile Vanity Fair’in “çirkin bir gösteri” olarak adlandırdığı bir belediye binasına ev sahipliği yaptığı için ateş altında. Kaitlan Collins’in moderatörlüğünü yaptığı etkinlik, Trump’ın yalanlar kustuğunu ve karalamaktan sorumlu bulunduğu yazar E. Jean Carroll da dahil olmak üzere eleştirmenlerine saldırdığını gördü.
Politico’ya göre, Trump yıllardır CNN’de görünmüyor ve belediye binası ağın fikriydi ve Licht, hazırlığında özellikle uygulamalı bir rol üstlenmişti.
Bir CNN muhabiri Vanity Fair’e belediye binasından sonraki ruh halinin “kesinlikle Licht görev süresindeki en düşük seviye” olduğu bildirildi. Trump’ın CNN’deki görünümü, yıllardır ilk kez oldu.
Tepkilere rağmen Licht, seyircilerin Amerika’nın büyük bir bölümünü temsil ettiğini belirterek belediye binasını savundu. Medyanın Trump’ı veya destekçilerini görmezden gelemeyeceğine de işaret ederek, “Medyanın geçmişte yaptığı hata, onların var olduğunu görmezden gelmesidir.”
Ancak Vanity Fair, CNN’in Trump’a herhangi bir aday gibi davranarak hata yaptığını savunuyor. Dergi, eski başkanın herhangi bir moderatörün hepsini yakalayamayacağı kadar çok yalan söylediğini öne sürüyor. Birçoğu performansı için Collins’e kredi verirken, eski Obama iletişim direktörü Dan Pfeiffer tweet attı, “Bu, gerçek zamanlı olarak kontrol edilemeyen fışkıran bir dezenformasyon kaynağı.”
Elbette bu, Collins’in Trump’la ilk kez karşı karşıya gelişi değil. CNN’in Beyaz Saray muhabiri olarak, eski cumhurbaşkanı tarafından sık sık basın toplantılarından men edildi ve “sahte haber” olarak adlandırıldı. Buna rağmen, belediye binasında zor sorular sorarak ve Trump’ı gerçek zamanlı olarak kontrol etmeye çalışarak yerini korudu.
Vanity Fair’in belediye binasıyla ilgili değerlendirmesi kesinlikle olumsuz. Dergi, CNN’in her adayı sözlerinden sorumlu tutma yaklaşımının, Trump gibi yalan söylemeye ve rakiplerini karalamaya istekli biriyle uğraşırken işe yaramadığını savunuyor. Ağ, eski cumhurbaşkanı ile ilişkisini sıfırlamak istemiş olsa da, belediye binasının yalnızca Trump destekçileri ve rakipleri arasındaki bölünmeleri güçlendirmeye hizmet ettiği görülüyor.