Psikolojide norm nedir ?

Sevecen

New member
Psikolojide Norm Nedir?

Merhaba değerli forum üyeleri! Bugün, psikoloji biliminin temel kavramlarından biri olan “norm”dan bahsedeceğiz. Hepimiz, toplumda belirli davranış biçimlerinin kabul görmesi gerektiğini bir şekilde hissederiz, ancak bu normların ne kadar derin ve karmaşık olduğunu düşündünüz mü? Psikolojik normlar, bireylerin toplum içinde nasıl davranması gerektiğine dair bir dizi yazılı olmayan kılavuzdur. Bu yazıda, normları hem toplumsal hem de bireysel düzeyde nasıl anlamamız gerektiğini tartışacağız ve özellikle erkeklerin objektif bakış açıları ile kadınların duygusal ve toplumsal bakış açıları arasındaki farkları inceleyeceğiz. Gelin, bu kavramın derinliklerine inelim!

Norm Nedir? Psikolojik Bağlamda Anlamı

Psikolojide norm, bir toplumda, kültürde veya grup içinde beklenen ve kabul edilen davranış biçimlerini tanımlar. Bu davranışlar, sosyal etkileşimlerin düzenlenmesinde önemli bir rol oynar ve bireylerin uyumlu bir şekilde bir arada yaşamalarını sağlar. Normlar, yazılı olmayan kurallar olarak da düşünülebilir ve bireylerin kendilerini toplumsal yapıya nasıl uyarlayacaklarını belirler. Örneğin, bir kültürde insanlar göz teması kurarak konuşma yapmayı beklerken, başka bir kültürde bu davranış saygısızlık olarak görülebilir.

Normlar, genellikle “toplumsal normlar” (kültürel, sosyal) ve “bireysel normlar” (kişisel, bireysel inançlar) olmak üzere iki ana kategoriye ayrılabilir. Toplumsal normlar, bir grubun üyelerinin birbirlerinden bekledikleri davranışları ifade ederken, bireysel normlar bir kişinin kendi değerleri ve inançları doğrultusunda şekillenir. Her iki norm türü de bireylerin çevrelerine uyum sağlama çabalarını yansıtır.

Erkeklerin Normlara Yönelik Bakış Açısı: Objektif ve Veri Odaklı Yaklaşım

Erkeklerin normlara bakış açıları genellikle daha objektif ve veri odaklıdır. Bu, özellikle psikolojik bir analizde erkeklerin toplumsal normları genellikle davranışsal standartlar olarak görmekte eğilimli olmalarından kaynaklanır. Erkekler için normlar, sosyal yapının işleyişine dair bir tür harita gibidir. Bu harita, bireylerin toplumsal yapıya uyum sağlamak için izlemeleri gereken yolları belirtir. Örneğin, psikolojik normlar erkekler için genellikle başarının, güçlülüğün ve kontrolün göstergesi olabilir.

Toplumsal normlar, erkeklerin stresle başa çıkma yöntemlerini ve ilişkilerini de etkileyebilir. Araştırmalar, erkeklerin genellikle daha az duygusal destek aradıklarını ve içsel streslerini daha fazla gizlediklerini göstermektedir (Mahalik et al., 2003). Bu, erkeklerin toplumsal normları daha çok dışsal başarılarla ilişkilendirip, duygusal zorlukları içselleştirmemeleri gerektiğine inandıkları bir toplumsal algıyı yansıtır. Bu tür normlar, erkeklerin duygusal ihtiyaçlarını dile getirmelerini ve başkalarına duygusal yakınlık kurmalarını engelleyebilir.

Erkekler için bu normlar, bazen sağlık, kariyer ve kişisel başarıları başlıca öncelikler haline getirebilir. Onlar için, normlara uymak, sosyal statü kazandırıcı bir adım olabilir ve genellikle bu normlara sadık kalmak, “güçlü” bir birey olmanın yoludur. Bu bakış açısı, bir erkeğin yalnızca toplumsal rollerini yerine getirmesinin yanı sıra, aynı zamanda içsel normlarla çatışma yaşayıp yaşamadığını da sorgulamasına yol açabilir.

Kadınların Normlara Yönelik Bakış Açısı: Duygusal ve Toplumsal Etkiler

Kadınların normlara bakış açısı, genellikle toplumsal ve duygusal faktörler tarafından şekillenir. Kadınlar için normlar, toplumsal cinsiyet rolleri ve kişisel kimlik arasındaki dengeyi anlamada kritik bir rol oynar. Kadınların, toplumda neyin “doğru” veya “yanlış” olduğuna dair algıları daha çok duygusal temellere dayanır ve toplumsal normlarla etkileşimlerinde daha büyük bir empati ve anlayış ortaya koyarlar. Özellikle aile içindeki roller, kadınların toplumsal normları nasıl deneyimlediklerini doğrudan etkileyebilir.

Kadınlar, genellikle daha fazla toplumsal baskıya tabi tutulurlar ve bu baskı, kadınların psikolojik normlara nasıl uyum sağladıklarını belirler. Örneğin, kadınlar sıklıkla, şefkatli, fedakar ve ilişkisel olarak dengeli olmaları gerektiğine dair bir toplumsal baskı hissederler. Kadınlar için normlara uyum sağlamak, genellikle başkalarına yardım etme ve ilişkileri iyileştirme ile ilişkilendirilir. Bu noktada, kadınların normlara bakışları daha çok toplumsal bağlamda şekillenir ve duygusal zekâ, kadınların normlara uyum sağlama süreçlerinde önemli bir faktör olarak öne çıkar.

Bir kadının, toplumsal normlarla barışık bir şekilde yaşaması, bazen kendi isteklerinden fedakârlık yapması anlamına gelebilir. Kadınların psikolojik gelişimi, genellikle bu toplumsal normlarla uyum sağlama çabasıyla birleşir ve bu da onlara hem psikolojik hem de sosyal anlamda büyük sorumluluklar yükler.

Normların Gelecekteki Yeri: Toplumsal Değişim ve Yeni Dinamikler

Toplumlar sürekli değişiyor ve normlar da bu değişimle birlikte evrimleşiyor. Gelecekte, toplumsal normların daha esnek ve kapsayıcı hale gelmesi bekleniyor. Özellikle cinsiyet normları, bireysel kimliklerin daha özgürce ifade edilebileceği bir noktaya doğru evriliyor. Dijital medya ve küreselleşme, bireylerin birbirlerine olan bağlılıklarını ve toplumsal normları yeniden şekillendirmelerine olanak sağlıyor.

Bununla birlikte, normlar her zaman toplumsal baskılar ve bireysel deneyimlerle harmanlanarak gelişir. Erkekler ve kadınlar için normların gelecekte nasıl değişeceği, hem bireysel hem de toplumsal düzeyde önemli bir etki yaratacaktır. Toplumlar daha eşitlikçi bir yapıya evrildikçe, normlar daha kapsayıcı ve eşitlikçi bir şekilde tanımlanabilir. Ancak bu değişim, bireylerin mevcut psikolojik normlara karşı nasıl tepki vereceklerini ve toplumsal bağlamda hangi normların ön planda olacağını merak ettiriyor.

Peki, sizce normlar, özellikle cinsiyetle ilgili olanlar, gelecekte nasıl evrilecek? Toplumsal cinsiyet rolleri, kişisel özgürlükle nasıl örtüşecek? Bu süreçlerin toplumsal yapıları nasıl dönüştüreceğini düşünüyorsunuz? Görüşlerinizi paylaşmanızı sabırsızlıkla bekliyorum!

Kaynaklar:

- Mahalik, J. R., Burns, S. M., & Syzdek, M. (2007). Masculinity and perceived normative health behaviors as predictors of men’s health behaviors. Social Science & Medicine, 64(11), 2201-2209.

- Erikson, E. H. (1950). Childhood and Society. New York: W.W. Norton & Company.