Şizofrenlere nasıl davranmak gerekir ?

Sevecen

New member
Şizofrenlere Nasıl Davranmak Gerekir? Bir Hikâye ve İpuçları

Merhaba Forumdaşlar!

Bugün sizlerle biraz farklı bir bakış açısıyla bir konuya değinmek istiyorum. Hepimizin hayatında bazen karşılaştığı ama nasıl yaklaşacağı konusunda düşündüğü bir konu: Şizofreniye sahip bireylere nasıl yaklaşmalı? Onların dünyasına nasıl saygı gösterip, nasıl daha sağlıklı ilişkiler kurabiliriz? İşte bu sorulara dair bir hikâyeyi sizinle paylaşmak istiyorum. Hikâye belki bazılarınıza tanıdık gelecek, belki de hiç düşünmediğiniz yeni bir perspektif açacaktır. Hep birlikte düşünelim, sohbet edelim, bu konudaki duygu ve deneyimlerimizi paylaşalım.

Bir Aile, Bir Hayat: Can ve Zeynep

Can, 30’lu yaşlarının başında, hayatına dair büyük hayaller kuran bir adamdı. Üniversiteyi bitirmiş, iyi bir işe girmişti. Her şey yolunda gibiydi, ama bir gün, hayatı aniden değişti. İş yerinde sürekli bir tedirginlik hissetmeye başlamıştı. Düşünceleri birbirine karışıyor, odadaki sesler kulaklarında yankı yapıyordu. Bir sabah, kahvaltı yaparken televizyonun ekranındaki küçük figürlerin ona bakıp konuştuğunu hissetti. Hızla kalkıp odayı terk etti, bu durumu kimseye anlatmadı. Ne yapacağını bilemediği anlarda yalnızca sessizliğe sığındı.

Zeynep, Can’ın nişanlısıydı. Can’ı tanıyalı yıllar olmuştu ve ona hep güvenmişti. Ancak, son zamanlarda Can’ın davranışları tuhaflaşmıştı. Gözlerinde bir korku, ses tonunda bir yabancılaşma vardı. Bir gün Can’la akşam yemeği yerken, “Beni izliyorlar, Zeynep. Her adımımı. Ne yapmalıyım?” dediğinde, Zeynep şok oldu. Ama bir an durup, içindeki duyguları anlamaya çalıştı. Can’a ne yapması gerektiğini bilmiyordu, ama ona nasıl yaklaşması gerektiğini çok iyi biliyordu: Sabır, anlayış ve sabırlı bir dinleyicilik.

Erkeklerin Çözüm Odaklı Yaklaşımı: Can’ın Mücadelesi

Can, kendi içinde büyük bir mücadele veriyordu. Şizofreninin başlangıcını fark ettiğinde, bir şeyler yapması gerektiğini biliyordu. Hemen bir psikiyatristle görüşmeye karar verdi. Gittiği doktordan aldığı tavsiyeler, çözüm odaklıydı: ilaç tedavisi, düzenli terapiler ve stres yönetimi. Can, çözüm üretmekte zorlansa da, çözüm bulmayı çok istiyordu. Erkeklerin genellikle çözüm odaklı yaklaşma eğiliminde olduğunu biliyoruz. Her zaman sorunun çözümüne odaklanmak, çözülmesi gereken bir şey olduğunu bilmek onlara güç veriyordu. Ama burada önemli olan şey, Can’ın kendi sorunu ile barışmak ve duygusal yükünü hafifletmekti. Çözümün çok ötesinde, duygusal bir anlayışa ve desteğe de ihtiyacı vardı.

Bir süre sonra Can, terapilere devam etmeye ve ilaçlarını düzenli almaya başladı. Kendini daha iyi hissettiğinde, Zeynep’le konuşmaya karar verdi. “Zeynep, başımda bir fırtına var. Ama bu fırtına, belki de bazen seni de sarmak zorunda kalacak. Lütfen bana güven,” dedi. Zeynep ona dikkatle baktı, gözlerinde bir güven vardı ama aynı zamanda da belirsizlik. Erkeklerin çözüm odaklı yaklaşımları bazen bu tür durumları zora sokabiliyor; çünkü duygusal anlamda bazen başkalarını anlamak yerine çözmeye odaklanabiliyorlar. Ancak Zeynep, bu konuda ona sadece sabır ve sevgiyle yaklaşmaya karar verdi.

Kadınların Empatik Yaklaşımı: Zeynep’in Sabırlı Desteği

Zeynep, Can’ın şizofreniyle mücadele etmesine yardımcı olmak için, onu empatiyle anlamaya karar verdi. Kadınların, özellikle ilişkilerde daha empatik ve bağ kurma odaklı yaklaşımları vardır. Zeynep, Can’ın hislerini anlamaya çalıştı. Zeynep, Can’ın yaşadığı karışıklığı ve korkuyu daha derinden hissetti. Onun dünyasında bir parça olmak, yaşadığı şeyleri paylaşmak istiyordu. Zeynep, Can’ı teşvik ediyordu: “Senin için burada olacağım. Bu, bizim birlikte yürümemiz gereken bir yol. Ben seni olduğu gibi kabul ediyorum.”

Kadınların ilişkilerde başkalarını anlama ve destekleme noktasındaki güçleri, bazen çözümden çok, o duygusal alanı anlamaktan ve sağlıklı bir bağ kurmaktan geçer. Zeynep, Can’ın yaşadığı dünyayı, onun dilinden anlamaya çalışıyordu. Empatiyle yaklaşarak, Can’ın kendini daha güvenli hissetmesine yardımcı oldu. Her gün birlikte, önceki günlerin korkularını konuşarak, onun hislerine saygı gösterdiler. Zeynep’in desteği, Can’a büyük bir güç verdi.

Birlikte Güçlenmek: Şizofreniyle Yaşamak ve Destek Olmak

Hikâyemizin sonunda, Can ve Zeynep birlikte güçlü bir bağ kurdular. Can, şizofreni ile başa çıkmayı öğrenirken, Zeynep de ona olan desteğini hiç esirgemedi. Zeynep, onun yalnızca sorunlarına değil, aynı zamanda duygusal yüklerine de empatik bir şekilde yaklaşarak, ona her zaman güven verdi. Can ise çözüm odaklı yaklaşımını kaybetmeden, kendisini kabul etmeyi ve değişimi kabullenmeyi başardı.

Şizofreniye sahip bireylere yaklaşırken, hepimizin kendimize sormamız gereken birkaç soru var: Onların dünyasında ne hissediyorlar? Yardım etmek için ne yapabilirim? Onların duygusal ihtiyaçlarına nasıl saygı gösteririm?

Her birimiz, başkalarına nasıl yardımcı olabileceğimizi kendi bakış açımızdan yorumlarız. Erkekler genellikle çözüm odaklı yaklaşırken, kadınlar daha çok empatik ve ilişkisel bir bağ kurmaya eğilimlidir. Ama nihayetinde, bu süreçte en önemli şey, şizofreniye sahip bireylerin insan olarak kabul edilmesi ve onların duygusal dünyalarına saygı gösterilmesidir.

Peki ya siz? Şizofreniye sahip birini tanıyor musunuz? Onlara nasıl yaklaştınız? Deneyimlerinizi bizimle paylaşın.