Cicek
New member
Ermeniler Ortodoks Mu Katolik Mi?
Açılış: Bir Ermeni Kilisesi'nde Kafamız Karıştı!
Hadi bir dakika, ciddi olalım. Ermeni Kilisesi nedir? Ortodoks mu, Katolik mi, yoksa ikisinin karışımı mı? Bunu düşünürken, kendimi bir Ermeni kilisesinin önünde buldum. Gerçekten de bir soğuk kış sabahı, bir kafe veya dondurmacıya girer gibi "Benim içki içme şeklim çok özel, 'yavaş içiyorum' diye bir durum yok, ama buradaki kilise kesin kafamı karıştıracak!" diye düşündüm.
Ermeni kiliselerinin içi gerçekten çok ilginçtir, hemen hemen hepsinin içinde o kadar çok ikon var ki, bir Ortodoks kilisesinde gezinirken “Vay, burası neredeyse bir sanat galerisi gibi!” diyorsunuz. Ama, bir Katolik kilisesine girdiğinizde de o ahenkli bir atmosfer vardır ki, insan kendini o an sırf misyoner gibi hissetmesin diye dua etmeden çıkamaz! Şimdi, bütün bu karmaşayı bir arada yaşarken, Ermeni Kilisesi bu iki dünya arasında bir yerlerde mi duruyor? Ya da belki de çok daha fazlası mı?
Ermeni Apostolik Kilisesi: Hem Ortodoks Hem Katolik, Ama Değil!
Ermeni Apostolik Kilisesi, aslında her şeyin başlangıcında özel bir konumda yer alıyor. İslam’dan önceki ilk Hristiyan toplumlardan biri olarak, Ermeniler, M.S. 301 yılında ilk resmi Hristiyan devleti kurmuşlardır. Peki, bu tarihsel süreçte, bir takım Ortodoks ve Katolik fikirleri iç içe mi geçmiş? Hayır. Ermeni Apostolik Kilisesi, kendine özgü bir yol izler. Ancak, pek çok yönüyle, hem Ortodoks Hristiyanlığından hem de Katolik Hristiyanlığından farklıdır.
Ermeni Apostolik Kilisesi, İstanbul Patriği gibi isimler taşır, ancak bu, aslında bir Ortodoks olmanın gereği değildir. Neden mi? Çünkü bu kilise, kendi başına yönetilir ve kendi doktrinleri vardır. Aynı zamanda Roma Katolikliğiyle bağlarını kesmiş ve 451'deki Kalcedon Konsili'nden sonra ayrı bir yol izlemiştir. Yani hem bir Ortodoks gibi sembolizmi güçlü, hem de Katolik gibi geleneklere dayalı bir yapıdır, ama aslında ikisi de değildir.
Ermeniler Duygusal Mı, Mantıklı Mı? Bunu Hangi Kilise Biliyor?
Gelelim biraz daha günlük yaşantıya. Erkekler mi, kadınlar mı daha fazla bu iki kilise arasında “taktiksel” bir çözüm arayışına girmeli? Klasik bir şekilde erkeklerin çözüm odaklı, kadınların ise daha ilişkisel ve empatik yaklaşımlar sergileyen yaklaşımını göz önünde bulunduralım.
Erkekler: “Burada dinin formülü ne, çözüm nedir?”
Erkekler açısından Ermeni Kilisesi'nin Ortodoksluk ve Katoliklikle olan ilişkisi, her şeyin pratikliğe döküldüğü bir tür stratejik düşüncedir. “Şimdi tam olarak hangi kurallara uymamız gerekiyor?” sorusu, erkeklerin dinle ilgili kafa karışıklığına çözüm bulmak istemesinin bir göstergesidir. Ortodoksluk da, Katoliklik de bir şekilde birer “özel durum” sunuyor, ancak Ermeni Kilisesi, burada dengeyi tutturmayı başarmış gibi görünüyor. Yani, tam bir denge arayışı içinde!
Kadınlar: “Hikaye nasıl başlar, nasıl gider, biz bu yolculuğa nasıl duygusal bağ kurarız?”
Kadınlar açısından ise, kilise ve inanç bir anlamda bir ilişkidir. "Bu ibadetleri birleştiren nedir?" sorusuna verilen yanıtlar, genellikle duygusal ve empatik bir çerçevede şekillenir. Katoliklik, semboller ve dualarla çok iç içe bir din olma özelliği taşırken, Ortodoksluk da aynı şekilde yoğun bir ritüel ve ahenk içinde işler. Ermeni Apostolik Kilisesi, hem Ortodoks hem de Katolik öğretilerine yakın olmakla birlikte, her iki tarafta bulunan derin bir ruhani bağ kurma arayışını birleştirir. Kadınlar, bu bağı ararken, her iki dünya arasında bir duygusal bağlantı kurarlar. Yani, bir anlamda her iki dünyada da “ortak bir nokta” bulmak, çok da zor değildir.
Mizahi Bir Çözüm: Hem Ortodoks, Hem Katolik, Ama Hangi Ermeni Kilisesi?
Sonuç olarak, Ermeni Apostolik Kilisesi'nin hem Ortodoksluk hem de Katoliklikle ilişkisi bir bakıma biraz bir ‘karışık yemeği’ andırıyor. Tüm bu yemeklerdeki baharatlar, tarihsel olarak birbirine paralel gitmiş olsa da, aslında kendi mutfaklarını kurmuşlardır. Yani bir Ortodoks pastasının içindeki malzemeleri alıp, bir Katolik ekmeğiyle pişirmek gibi bir şey değil. Her biri kendi tarzında, kendi tarifini takip eder. Ermeni Kilisesi ise her ikisinin bir harmanıdır, ama yine de bir nevi kendi özgün “yemeğini” sunar.
Kısa ve öz: Ermeniler, Ortodoks da değiller, Katolik de değiller. Ama belki de her ikisinden aldıkları özleri birleştirerek, kendilerine has bir ‘meze’ yaratmışlar. İnanın, aradığınız çözüm hem Ortodoks hem Katolik de olsa, en iyi şekilde Ermeni mutfağında bulunur!
Açılış: Bir Ermeni Kilisesi'nde Kafamız Karıştı!
Hadi bir dakika, ciddi olalım. Ermeni Kilisesi nedir? Ortodoks mu, Katolik mi, yoksa ikisinin karışımı mı? Bunu düşünürken, kendimi bir Ermeni kilisesinin önünde buldum. Gerçekten de bir soğuk kış sabahı, bir kafe veya dondurmacıya girer gibi "Benim içki içme şeklim çok özel, 'yavaş içiyorum' diye bir durum yok, ama buradaki kilise kesin kafamı karıştıracak!" diye düşündüm.
Ermeni kiliselerinin içi gerçekten çok ilginçtir, hemen hemen hepsinin içinde o kadar çok ikon var ki, bir Ortodoks kilisesinde gezinirken “Vay, burası neredeyse bir sanat galerisi gibi!” diyorsunuz. Ama, bir Katolik kilisesine girdiğinizde de o ahenkli bir atmosfer vardır ki, insan kendini o an sırf misyoner gibi hissetmesin diye dua etmeden çıkamaz! Şimdi, bütün bu karmaşayı bir arada yaşarken, Ermeni Kilisesi bu iki dünya arasında bir yerlerde mi duruyor? Ya da belki de çok daha fazlası mı?
Ermeni Apostolik Kilisesi: Hem Ortodoks Hem Katolik, Ama Değil!
Ermeni Apostolik Kilisesi, aslında her şeyin başlangıcında özel bir konumda yer alıyor. İslam’dan önceki ilk Hristiyan toplumlardan biri olarak, Ermeniler, M.S. 301 yılında ilk resmi Hristiyan devleti kurmuşlardır. Peki, bu tarihsel süreçte, bir takım Ortodoks ve Katolik fikirleri iç içe mi geçmiş? Hayır. Ermeni Apostolik Kilisesi, kendine özgü bir yol izler. Ancak, pek çok yönüyle, hem Ortodoks Hristiyanlığından hem de Katolik Hristiyanlığından farklıdır.
Ermeni Apostolik Kilisesi, İstanbul Patriği gibi isimler taşır, ancak bu, aslında bir Ortodoks olmanın gereği değildir. Neden mi? Çünkü bu kilise, kendi başına yönetilir ve kendi doktrinleri vardır. Aynı zamanda Roma Katolikliğiyle bağlarını kesmiş ve 451'deki Kalcedon Konsili'nden sonra ayrı bir yol izlemiştir. Yani hem bir Ortodoks gibi sembolizmi güçlü, hem de Katolik gibi geleneklere dayalı bir yapıdır, ama aslında ikisi de değildir.
Ermeniler Duygusal Mı, Mantıklı Mı? Bunu Hangi Kilise Biliyor?
Gelelim biraz daha günlük yaşantıya. Erkekler mi, kadınlar mı daha fazla bu iki kilise arasında “taktiksel” bir çözüm arayışına girmeli? Klasik bir şekilde erkeklerin çözüm odaklı, kadınların ise daha ilişkisel ve empatik yaklaşımlar sergileyen yaklaşımını göz önünde bulunduralım.
Erkekler: “Burada dinin formülü ne, çözüm nedir?”
Erkekler açısından Ermeni Kilisesi'nin Ortodoksluk ve Katoliklikle olan ilişkisi, her şeyin pratikliğe döküldüğü bir tür stratejik düşüncedir. “Şimdi tam olarak hangi kurallara uymamız gerekiyor?” sorusu, erkeklerin dinle ilgili kafa karışıklığına çözüm bulmak istemesinin bir göstergesidir. Ortodoksluk da, Katoliklik de bir şekilde birer “özel durum” sunuyor, ancak Ermeni Kilisesi, burada dengeyi tutturmayı başarmış gibi görünüyor. Yani, tam bir denge arayışı içinde!
Kadınlar: “Hikaye nasıl başlar, nasıl gider, biz bu yolculuğa nasıl duygusal bağ kurarız?”
Kadınlar açısından ise, kilise ve inanç bir anlamda bir ilişkidir. "Bu ibadetleri birleştiren nedir?" sorusuna verilen yanıtlar, genellikle duygusal ve empatik bir çerçevede şekillenir. Katoliklik, semboller ve dualarla çok iç içe bir din olma özelliği taşırken, Ortodoksluk da aynı şekilde yoğun bir ritüel ve ahenk içinde işler. Ermeni Apostolik Kilisesi, hem Ortodoks hem de Katolik öğretilerine yakın olmakla birlikte, her iki tarafta bulunan derin bir ruhani bağ kurma arayışını birleştirir. Kadınlar, bu bağı ararken, her iki dünya arasında bir duygusal bağlantı kurarlar. Yani, bir anlamda her iki dünyada da “ortak bir nokta” bulmak, çok da zor değildir.
Mizahi Bir Çözüm: Hem Ortodoks, Hem Katolik, Ama Hangi Ermeni Kilisesi?
Sonuç olarak, Ermeni Apostolik Kilisesi'nin hem Ortodoksluk hem de Katoliklikle ilişkisi bir bakıma biraz bir ‘karışık yemeği’ andırıyor. Tüm bu yemeklerdeki baharatlar, tarihsel olarak birbirine paralel gitmiş olsa da, aslında kendi mutfaklarını kurmuşlardır. Yani bir Ortodoks pastasının içindeki malzemeleri alıp, bir Katolik ekmeğiyle pişirmek gibi bir şey değil. Her biri kendi tarzında, kendi tarifini takip eder. Ermeni Kilisesi ise her ikisinin bir harmanıdır, ama yine de bir nevi kendi özgün “yemeğini” sunar.
Kısa ve öz: Ermeniler, Ortodoks da değiller, Katolik de değiller. Ama belki de her ikisinden aldıkları özleri birleştirerek, kendilerine has bir ‘meze’ yaratmışlar. İnanın, aradığınız çözüm hem Ortodoks hem Katolik de olsa, en iyi şekilde Ermeni mutfağında bulunur!